cebhe — (A.) [ ﻪﻬﺒﺝ ] 1. cephe. 2. alın. 3. yüz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
CEBHE-SÂ — Yüz süren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CİBAH — (Cebhe. C.) Cebheler, alınlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cephe — is., Ar. cebhe 1) Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı. P. Safa 2) Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik 3) mec. Yan, yön, taraf Hakikatin binbir cephesi ve başka… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alın — pişani, cebin, cebhe; sütlü meme … Çağatay Osmanlı Sözlük
GURRE — Parlaklık. Her şeyin başlangıcı. Bu cihetle, kameri ayların ilk günlerine gurre i şehr denilmiştir. Köleye, cariyeye ve malların en güzidelerine, gurret ül emval denir. Güzel parlak yüze, vech i agarr; açık ve nurani alına, cebhe i garra denir ki … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LAT'E — Alın, cebhe … Yeni Lügat Türkçe Sözlük